Giriş
İş kazaları, hem iş hukuku hem de borçlar hukuku bakımından işverenin sorumluluğunu gündeme getiren önemli olaylardandır. Gerek 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, işverenin işçiyi koruma ve gözetme borcu çerçevesinde çeşitli yükümlülükler öngörmüştür. İş kazaları, çalışma hayatının en önemli sorunları arasında yer almakta ve hem bireysel hem toplumsal düzeyde ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Bu kazalar neticesinde, işverenin sorumluluğu özellikle iş hukuku, borçlar hukuku ve ceza hukuku açısından önem arz eder. Gerek mevzuat gerekse Yargıtay kararları, işverenin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki yükümlülüklerini ve bu yükümlülüklerin ihlali halinde doğacak hukuki sonuçları açıkça ortaya koymaktadır.
- İş Kazasının Tanımı ve Unsurları
İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre iş kazası; sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana gelen ve sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli hâle getiren olaylardır Yargıtay içtihatları da iş kazası tanımını geniş yorumlamakta ve özellikle “illiyet bağı’’ nın (nedensellik) varlığına dikkat çekmektedir. Buna göre iş kazası:
-
- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle,
- Sigortalının işveren tarafından görevle başka bir yere gönderilmesi sırasında,
- Emziren kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
- İşverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş geliş sırasında meydana gelen kazalardır.
- İşverenin Koruma ve Gözetme Borcu
İşverenin temel yükümlülüklerinden biri, işçiye karşı koruma ve gözetme borcudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 417. maddesinde bu yükümlülük şu şekilde düzenlenmiştir:
“İşveren, hizmet ilişkisinde, işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek; işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla yükümlüdür.”
İşveren, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almakla yükümlüdür. Bu kapsamda; risk değerlendirmesi yapmak, çalışanları bilgilendirmek ve eğitmek, gerekli ekipmanları sağlamak gibi pozitif edim yükümlülükleri bulunmaktadır. İş kazası meydana geldiğinde, işverenin sorumluluğu hem özel hukuk (tazminat sorumluluğu), hem de kamu hukuku (idari yaptırımlar ve ceza sorumluluğu) açısından gündeme gelir.
- İşverenin Hukuki Sorumluluğu
İşverenin hukuki sorumluluğu, kusura dayalı veya kusursuz sorumluluk esaslarına göre doğabilir. TBK m. 417 ile birlikte TBK m. 49 ve 50’ye göre işverenin kusuru varsa, maddi ve manevi tazminat ödemekle yükümlüdür3.
Ayrıca işverenin adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında TBK m. 66 uyarınca da sorumluluğu doğabilir. Bu maddeye göre işveren, işçisinin iş sırasında üçüncü kişilere verdiği zarardan dolayı da sorumludur.
- İşverenin Cezai Sorumluluğu
Türk Ceza Kanunu’nun 85. ve 89. maddeleri gereğince, taksirle yaralama veya ölüme sebebiyet verme suçundan dolayı işveren hakkında ceza davası açılabilir. Bu davalarda, ihmal ve yeterli önlem alınmaması önemli delillerdendir.
- İşverenin İdari Sorumluluğu
İş kazası meydana geldiğinde, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), işverene karşı rücu davası açabilir. Bu davalar, SGK’nın yaptığı masrafların işverene ödettirilmesini amaçlar. Ayrıca 6331 sayılı Kanun uyarınca idari para cezaları da söz konusudur.
Peki iş kazası meydana geldikten sonra yapılması gerekenler nelerdir?
İŞ KAZASI SONRASI YAPILMASI GEREKENLER
1- Hastane İşlemleri: İş kazasından sonra yapılması gerekli ilk işlemlerden biri kaza geçiren çalışanın vakit kaybetmeksizin sağlık hizmeti almasını sağlamaktır.Bu durum Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu m.76’da belirtilmiştir. Bu durumda işveren, sağlık ekiplerinin işyerine gelmesini sağlamalı veya en uygun şekilde bir sağlık kuruluşuna kaza geçiren personeli ulaştırmalıdır. İşçinin kaza nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararları da karşılanmalıdır. Hastanede yapılan işlemler akabinde belgeler mutlaka iş kazası olarak düzenlenmelidir. Bu işlemleri kaza geçiren kişi kendisi veya kendisine refakat eden kişiler takip edebilir. Hastane, düzenlediği sağlık belgelerini 10 iş günü içerisinde SGK’ya bildirmekle yükümlüdür.
2- SGK İş Kazası Bildirimi: İşveren, iş kazasından takip eden 3 iş günü içerisinde içinde bu kazayı SGK’ya bildirmek zorundadır. (6331 s. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu m. 14). Bildirge e-sigorta üzerinden, doğrudan veya postayla ilgili bölüme gönderilmelidir. Bildirim süresi hesaplanırken resmi tatil günlerine denk gelen günler dikkate alınmaz. İşveren bildirim yapmazsa işçi SGK’ya başvurarak kazayı bildirebilir. Dilekçe SGK’ya posta yoluyla da gönderilebilir. Elektronik ortamda yapılan bildirimler dışında ek bir yazılı bildirime gerek yoktur. İş kazasıyla ilgili hastanenin yaptığı kaza bildirimi işyeri e-bildirge sisteminde eş zamanlı olarak görülebilir. Ancak hastanenin 10 iş günü içerisinde bildirme yükümlülüğü sebebiyle iş kazası bildirimi yapmak için hastane bildirimi beklenmemelidir. İşyeri, 3 iş günü içinde iş kazası bildirimi yapmazsa idari para cezası ile karşılaşacaktır. Ayrıca işveren bu süre içinde bildirimde bulunmazsa, bildirim yapıldığı tarihe kadar SGK’nın çalışana ödediği iş göremezlik ücreti de işverenden alınacaktır (Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği m.35).
Kaza zamanaşımı, kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıldır. Kaza ayrıca suç teşkil ediyorsa, Ceza Kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süreleri uygulanabilir.
İş Kazası Bildirmeme Cezası: Kazanın üç gün içerisinde SGK’ya bildirilmemesi halinde işyerinin çalışan sayısı ve tehlike sınıfına göre idari para ceza verilecektir. Yine bildirim geciktiğinde bildirim tarihine kadar ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverenden faiziyle alınır.
3-İş Kazası Tutanak Tutulması: Kaza tutanağında kazanın nasıl olduğu, tarihi ve saati, kazaya tanık olan işçilerin ifadeleri ve kaza geçiren işçinin bilgilerine yer verilmelidir. Kötü niyetli işverenlerce gerçeğe aykırı tutanak düzenlenirse işçiler bunu dava aşamasında her türlü delille ispatlayabilecektir.
- Kusursuz Sorumluluk Hali
Bazı durumlarda işverenin kusuru olmasa dahi, tehlike sorumluluğu (objektif sorumluluk) ilkesi uyarınca tazminat sorumluluğu doğabilir. Özellikle tehlikeli işlerde faaliyet gösteren işverenler, doğan zararları önlemek için her türlü önlemi aldıklarını ispat etseler dahi sorumlu tutulabilirler.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/10-1312 E. ve 2019/1251 K. sayılı kararında; “İşveren, iş yerinde meydana gelen kazadan, gerekli tüm önlemleri almadığı sürece sorumludur.” denilmiştir. Bu karar, işverenin kusursuz dahi olsa sorumluluktan kaçınamayacağını ortaya koymaktadır.
Peki İşverenin Sorumluluktan Kurtulması Mümkün müdür?
İşverenin, iş kazasından doğan sorumluluktan kurtulabilmesi için, kazanın tamamen işçinin ağır kusurundan veya mücbir sebepten kaynaklandığını ispat etmesi gerekir. Ancak Yargıtay, çoğu kararda “göreceli kusur” prensibini benimsemekte ve işverenin her hâlükârda az da olsa sorumluluğunu kabul etmektedir.
İŞ KAZALARININ ÖNLENMESİ İÇİN ÖNERİLER
- İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünün Geliştirilmesi
- İşverenin yalnızca yasal zorunluluklar nedeniyle değil, içselleştirilmiş bir güvenlik bilinciyle hareket etmesi gereklidir.
- Çalışanlarda güvenlik farkındalığını artırmaya yönelik sürekli eğitimler verilmelidir.
- Etkin Risk Değerlendirmesi
- Her işyeri için ayrı ayrı hazırlanmış, uygulamaya dönük risk değerlendirme raporları oluşturulmalıdır.
- Raporlar sadece kağıt üzerinde kalmamalı, düzenli aralıklarla güncellenerek hayata geçirilmelidir.
- Periyodik Eğitimler ve Tatbikatlar
- İşçilere yılda en az bir defa iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmelidir.
- Yangın, patlama, tahliye gibi acil durumlar için düzenli tatbikatlar yapılmalıdır.
- Kişisel Koruyucu Donanımların (KKD) Kullanımı
- Uygun KKD’ler temin edilmeli, işçilerin bunları kullanması zorunlu hale getirilmelidir.
- Denetimler aracılığıyla KKD kullanımı düzenli kontrol edilmelidir.
- Denetim Mekanizmalarının Güçlendirilmesi
- İş müfettişlerinin saha denetimleri daha sık yapılmalı, özellikle yüksek riskli iş kollarına öncelik verilmelidir.
- Denetim sonuçları şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
- İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı Atanması
- 6331 sayılı Kanun kapsamında zorunlu olan bu görevliler, etkin ve bağımsız çalışabilmelidir.
- Bu kişilerin uyarıları dikkate alınmalı, işveren tarafından desteklenmelidir.
- İş Kazalarının Kayıt Altına Alınması ve Analizi
- Tüm kazalar eksiksiz raporlanmalı ve neden-sonuç ilişkisi analiz edilerek tekrarının önüne geçilmelidir.
- Kazaların “üstü kapatılmamalı”, işyerinde açık bir raporlama kültürü oluşturulmalıdır.
- Çalışanların Sürece Dahil Edilmesi
- İşçilerin görüşleri alınmalı, İSG kurulları etkin çalıştırılmalıdır.
- “Güvenli çalışma önerisi” gibi teşvik mekanizmaları oluşturularak çalışanlar sürece katılmalıdır.
- Teşvik ve Yaptırım Dengesi
- İş sağlığı ve güvenliğine yatırım yapan işverenler teşvik edilmelidir (vergi indirimi, prim desteği vb.).
- İhmali tespit edilen işverenlere ise etkin ve caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır.
- İş Güvencesi ile İSG Arasındaki İlişki
- İşçiler, iş güvenliği ile ilgili şikayet ve taleplerini işten atılma korkusu olmadan dile getirebilmelidir.
- Bu nedenle iş güvencesi uygulamaları güçlendirilmeli, mobbing ve baskıya karşı etkin korunma sağlanmalıdır.
Sonuç
İş kazalarında işverenin sorumluluğu, mevzuat ve yargı kararları çerçevesinde oldukça geniştir. İşverenin hem iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alma hem de bu önlemlerin etkinliğini denetleme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüklere aykırılık, işverenin hukuki ve cezai sorumluluğunu doğurur. Bu nedenle işverenler, yalnızca yasal düzenlemelere değil, aynı zamanda Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına da uygun hareket etmelidir.
Kaynakça
- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, m. 13.
- 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, m. 4 ve devamı
- TBK , m. 417, m. 49-50.
- Yargıtay 21. HD, 2016/22408 E., 2018/7812 K., T. 11.04.2018
- Yargıtay HGK, 2017/10-1312 E., 2019/1251 K., T. 03.07.2019
- 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Resmî Gazete: 30.06.2012, Sayı: 28339.
- 4857 Sayılı İş Kanunu, Resmî Gazete: 10.06.2003, Sayı: 25134.
- 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Resmî Gazete: 16.06.2006, Sayı: 26200.
- Türk Borçlar Kanunu, Kanun No: 6098, Kabul Tarihi: 11.01.2011, RG: 04.02.2011, Sayı: 27836.
- Türk Ceza Kanunu, Kanun No: 5237, Kabul Tarihi: 26.09.2004, RG: 12.10.2004, Sayı: 25611.
- Süzek, Sarper. İş Hukuku, 18. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul 2023.
- Mollamahmutoğlu, Hamdi / Astarlı, Muhittin / Baysal, Ulaş. İş Hukuku, 8. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara 2022.
- Ekin, Ahmet. “İş Kazalarının Önlenmesinde İşverenin Rolü”, Legal İş Hukuku Dergisi, C. 10, S. 38, 2020.
- T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi 2021–2025.
- ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü). Occupational Safety and Health Management Systems: ILO-OSH 2001 Guidelines.
- Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Kararları, www.kazanci.com.tr (Erişim Tarihi: 04.05.2025).